Türk Halk Edebiyatına Bütünlüklü Bir Bakış:Türk Halk Edebiyatı El Kitabı
Neslihan Demirkol
Sayı 15: Bahar 2004

Türkiye’de halk edebiyatı araştırmalarının geçmişi Tanzimat dönemine kadar uzansa da halk edebiyatını her yönüyle kapsayan, zengin bir kaynakçayla okuyucuyu ikincil kaynaklara yönlendiren, gereksiz ayrıntılardan kaçınıp bilinenlerin dışında yeni bir şey söyleyen bir yapıta rastlamak oldukça zordur. Grafiker Yayınları’nın el kitapları projesi kapsamında 2004’te yayımlanan Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, bu eksikliği gidermek üzere hazırlanmış bir yapıt. Editörlüğünü bölümümüz öğretim üyelerinden M. Öcal Oğuz’un üstlendiği kitap, geniş bir yazar ekibinin ortak çalışmasının bir ürünü. Kitap hazırlanırken hedeflenen okur kitlesi ise, Oğuz’un kaleme aldığı önsözde “halk edebiyatıyla ilgili temel konuları merak eden aydın kitleler ile edebiyatı öğrenci veya öğretici düzeyinde bir meslek olarak benimsemiş olanlar” (ii-iii) biçiminde belirlenmiş.

Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, sekiz bölümden oluşuyor. Bu bölümler, kitabın sonuna eklenen ayrıntılı “Kaynakça” ve altı makaleden oluşan “Ekler” bölümüyle tamamlanıyor. İlk üç bölümde Türk halk edebiyatının kaynaklarına, halkbiliminin tarihine ve halkbilimi araştırmalarına ilişkin genel bir çerçeve çizilirken okuyucuyu bu alana özgü terimlerle tanıştırma çabası da dikkat çekiyor. Dördüncü bölümden itibaren ise genelden özele inilerek Türk halk edebiyatının çeşitli alanlarının gelişimi, ürünlerin tür ve biçim özellikleri, dünden bugüne yaşanan değişim konu ediliyor.

Mehmet Aça tarafından hazırlanan birinci bölüm, “Kaynaklar” başlığını taşıyor. Aça, aslında sözlü kültür ürünü olan halk edebiyatı yapıtlarına, yazılı kültürün girişiyle birlikte yazılı kaynaklarda da yer verildiğini belirtiyor ve ürünleri, sözlü ve yazılı kaynaklara göre iki bölümde ele alıyor.

“Araştırmaların Tarihi” başlığını taşıyan ikinci bölüm, M. Öcal Oğuz tarafından kaleme alınmış. Bu bölümde, Avrupa’da halkbiliminin ortaya çıkışı ve halkbilimi anlayışında zaman içinde yaşanan değişimler özetlendikten sonra, Türkiye’deki halkbilimi çalışmalarının kısa tarihi, Tanzimat döneminden başlatılıp Ziya Gökalp, Fuad Köprülü, Rıza Tevfik, Pertev Naili Boratav, Mehmet Kaplan ve Şükrü Elçin gibi isimler aracılığıyla günümüze kadar getiriliyor. Çeşitli üniversitelerin, diğer bazı kurumların ve önemli yayınların işlevleri de bu özlü halkbilimi tarihinde vazgeçilmez yerlerini alıyorlar.

Kitabın üçüncü bölümü “Araştırma Yöntemleri” başlığını taşıyor. Metin Ekici tarafından hazırlanan bu bölümde halk edebiyatı kavramlarına, halk edebiyatı ürünlerinin genel özelliklerine ve halk edebiyatı metinlerinin derlenme ve incelenme yöntemlerine ilişkin bilgiler sunuluyor. Bölümde derleme yöntemleri hakkında belirtilenler, derlemeyle amatör olarak ilgilenenler için de iyi bir rehber niteliğinde.

Türk Halk Edebiyatı El Kitabı'nın Mehmet Aça ile A. Müge Ercan tarafından hazırlanan dördüncü bölümü “Anonim Halk Edebiyatı” başlığını taşıyor. Mit, efsane ve masaldan başlayıp gölge oyununa uzanan bir yelpazedeki ürünleri tanımlama ve sınıflama konusunda bir rehber işlevi gören bu bölümde çeşitli türlere özgü kalıplara da dikkat çekiliyor.

Kitabın “Âşık Edebiyatı” başlığını taşıyan beşinci bölümü Dilaver Düzgün tarafından, “Tekke-Tasavvuf Edebiyatı” başlığını taşıyan altıncı bölümü ise R. Bahar Akarpınar ve M. Arslan tarafından hazırlanmış. Bu bölümlerde hem alanların kendilerine özgü sorunları tartışılıyor, hem de tarihsel gelişim yüzyıllara göre inceleniyor.

“Halk Şiirinde Tür ve Şekil” başlıklı yedinci bölüm, Türk halk edebiyatının çetrefil sorunlarından birini irdeliyor. Bu bölümde Mehmet Aça, “tür” ve “şekil”in tanımı konusunda halkbilimi uzmanlarının farklı görüşlerini özetledikten sonra anonim halk edebiyatı, âşık edebiyatı ve tekke-tasavvuf edebiyatındaki şiirleri tür ve şekil açısından inceliyor. Bu bölümde halk edebiyatına ait şiirler incelenirken aruzla yazılmış yapıtlara da yer verilmesi önemli bir saptama olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın sekizinci ve son bölümü, “Gelenekten Geleceğe Halk Edebiyatı” başlığını taşıyor. Gülin Ö. Eker tarafından kaleme alınan bu bölümde halk edebiyatının kültür aktarımında üstlendiği rol, çağın olgularıyla ve popüler kültürle ilişkisi ele alınıyor.

Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Tuba Saltık Özkan tarafından hazırlanan ayrıntılı “Kaynakça” ve tarihsel değeri olan bazı makalelerle tamamlanıyor. “Ekler” bölümünde yer verilen bu makaler şunlar: Ziya Gökalp, “Halk Medeniyeti”; Köprülüzade Mehmet Fuad, “Yeni Bir İlim: Halkiyat ‘Folk-Lore’ ”; Rıza Tevfik, “Folklor-Folk Lore”; Mehmet Kaplan, “Yunus’un Gül Bahçesinde”; Şükrü Elçin, “Cönkler ve Mecmualar Üzerine”; Umay Günay, “Pir Sultan Abdal Üzerine Bir Değerlendirme”.

M. Öcal Oğuz’un editörlüğünde hazırlanan Türk Halk Edebiyatı El Kitabı'nın yazarları, daha önce söylenenleri aktarmakla yetinmeden, tekrara düşmeden ve gereksiz bilgi yığınlarından kaçınarak Türk halk edebiyatı alanında özgün ve son derece yararlı bir çalışma ortaya koymuşlar. Yaklaşık 400 sayfalık kitapta halk edebiyatının hemen her yönü zengin şekilde ele alınabilmiş. Bu açıdan kitabın uzun yıllar boyunca halk edebiyatı alanında nitelikli bir başvuru kaynağı olacağını söyleyebiliriz. Kitabın yeni baskısında yazar adlarının yalnızca “İçindekiler” bölümünde değil, bölümlerin başında da belirtilmesi, kaynak göstermek isteyen araştırmacılara kolaylık sağlayacaktır.

ndemir@bilkent.edu.t